Kimi patronlar ya da hükümetler, işçi ve memur sınıfının sendikal gücünü kırmak veya bölmek için sendika kurar ya da bazı sendikaları özellikle desteklerler. İşçi ve memur haklarını savunuyormuş gibi görünen, ancak patronların ya da hükümetlerin ekmeğine yağ süren, sermayenin ya da mevcut hükümetin kontrolünde olan, demokratik işleyişe sahip olmayan “sendikalara!” sarı sendika denir. Sarı sendikalar sınıf bilinci taşıyan hiç bir eylemde rol almazlar. Bu sendikalar internet sitelerinde hükümet programı gibi haberler, hükümet propagandası gibi açıklamalar yaparlar. Her zaman hükümetten ya da patrondan yana “uzlaşma” mesajları yayınlar ve genellikle de “uzlaşırlar!” Sarı sendikalar, toplu sözleşmeleri işçilerin ve memurların bilgisi dışında hazırlar ve imzalarlar. Kamu alanındaki sarı sendikalar ise “toplu sözleşme olmazsa olmazımız” diyerek masaya otururlar kapalı kapılar ardında el sıkışırlar. Hak kazanılmaz, verilir anlayışına sahiptirler. İnanç, milliyet gibi evrensel değerleri kullanarak kitleleri gerçek mücadeleden uzaklaştırırlar. Sarı sendikalarda yönetim kadroları mevcut siyasete uygun, her an “atanabilecek” kişilerden oluşturulur. Onlar alanlarda, meydanlarda, sokaklarda görülemezler. Bu sendikaların kazanımları, öptükleri el, eğdikleri boyun, ettikleri biat kadardır. Hükümet kapısında yatarlar, meclis kulislerinden umarlar. Sarının envaı çeşidini sergileyen bu sendikalar her dönem var olmuşlardır, hükümetler ve patronlar oldukça da var olacaklardır. Bu sendikaların kimler olduklarını öğrenip ona göre hak mücadelesi yapmak gerekir yoksa tüm uğraşlar beyhudedir.